Evet bugün nerede hatalarımız var ve neleri düzeltmeliyiz, hangi tedbirleri almalıyız konusunda tasarruf tedbirleri arayıp çözüm modelleri geliştirmeye çalışıyoruz. Maddiyat sahasında bolca tedbir hazırlığı içerisindeyiz. Bu arayışın ve alınacak önlemlerin faydasını ilerleyen süreçte elbette göreceğiz. Hele bir de bu tedbirleri yaşama biçimi haline getirebilirsek bundan hasıl olacak fayda gözle görülür derecede olacaktır.

Fakat asıl tasarruf etmemiz gereken alan gözümüzün önünde artarak devam eden fakat mevkileri koruma pahasına zikredilmeyen kibir ve gurur hastalığımızdır. Evet acı ama gerçek. Kaf dağında olma arzusu gözlerin önüne perde çekmiştir. Ve maalesef bu da Türkiye haritasının rengini değiştirmiştir.

Kibir, gurur ve nefse yenik düşen belediye başkanları, İl-İlçe başkan ve yönetimleri bu değişimin asıl sorumlularıdır. Eleştirmek kolay. Peki çözüm ne diye soracak olursanız çözüm çok basit! Samimiyet, samimiyet, samimiyet… Ve bir parça tevazu ile harmanlanan sıcak bir iletişim ile sahada vatandaşa dokunabilmek. Dokunabilmek ama bu öyle seçime 3 gün kala değil 365 gün boyunca, görev emanetinin taşındığı her an olmalı!

Bunun en güzel örneği Güngören Belediye Başkanı Bünyamin Demir. Bünyamin Demir’in iletişim araçlarını kullanışı, bedendili, sözlü-yazılı iletişim becerisi rol model olarak tüm belediye başkanlarına, il-ilçe başkan ve yönetimlerine gösterilmelidir. Unutulmamalıdır ki; Siyaset, İnsanların oylarını değil gönüllerini alma sanatıdır!

“Kibirlenip de insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah; kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri aslâ sevmez.” (Lokmân, 18)