İstanbul... Bir zamanlar tarih kokan sokakları, mimari eserleri ve boğaz manzarasıyla dünyanın en büyüleyici kentlerinden biri olarak anılırdı. Bugün ise bu güzelliklerin ötesinde, kalabalığı, kaosu ve plansızlığıyla yaşaması zor bir şehir haline geldi. Hem nüfusu hem de gün içinde işlerini halletmeye gelen milyonlarca vatandaşın yoğunluğuyla adeta nefes alınmaz bir hale dönüşüyor.
Ancak mesele sadece kalabalıklık değil. İstanbul’un gerçek sorunu, büyük bir felaketin eşiğinde durması. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ve Elbistan merkezli yaşanan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, sadece 10 ili değil, tüm ülkede yaşayan herkesi derinden sarstı. Binlerce can kaybı, yıkılan şehirler ve yarım kalan hayatlar... Ve çok kritik bir soru: İstanbul buna ne kadar hazır?
Son dönemde özellikle kentsel dönüşümü̈n ne kadar acil olduğu hem yetkililerin hem de vatandaşın dilinden düşmez oldu. Ancak teori ve pratik arasındaki makas halen kapatılamıyor. Geçen hafta Güingören’de çöken bina, bu çarpıklığın ve ihmallerin bir sonucu. Fatih, Bahçelievler, Küçükçekmece gibi çok sayıda eski binayla dolu ilçelerde risk gözler önünde. Herkes bir şeylerin farkında ama harekete geçmekte yaşanan gecikmeler İstanbul’u adeta saatli bir bombaya dönüştürüyor.
Bazı yerlerde kentsel dönüşüm projeleri şekillenmeye başlasa da, kritik bir sorun var: Anlaşmazlıklar. Özellikle vatandaşla mütahhit arasındaki fikir ayrılıkları projeleri yıllarca sürüncemede bırakabiliyor. İkazlara rağmen, bazı vatandaşlar “bu bina yıkılmaz” düşüncesiyle evlerini terk etmiyor ya da teklif edilen şartları yetersiz buluyor. Ancak şunu göz ardı edemeyiz: Bugün razı olmadığınız koşullar, yarın yerini geri dönüşü olmayan kayıplara bırakabilir.
Kentsel dönüşüm sadece bir inşaat ya da rant meselesi değil, bir hayatta kalma meselesidir. İstanbul’u geleceğe taşımak için hepimizin sorumluluk alması gerekiyor. Yerel yönetimler, şeffaf, adil ve hızlı bir dönüşüm planıyla vatandaşın güvenini kazanmalı. Vatandaş ise sadece bugünü düşünerek karar vermekten vazgeçip, yarının daha güvenli bir İstanbul’u için fedakarlık yapmalı.
Unutmayalım, önünde sonunda ya kentsel dönüşüm olacaktır ya da İstanbul, milyonlar için dev bir mezarlık haline gelecektir. Karar bizim: Elimizi taşın altına şimdi koymazsak, o taşın altında kalacağız.
Sümeyra DUĞAN