Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere göre, Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’ın ekim ayında ileri düzeyde görüşmeler yapmak üzere Çin’e gidecek bir heyete liderlik etmesi bekleniyor. Bu hamle, Türkiye’nin Çin ve Rusya’nın da dahil olduğu 5 büyük gelişmekte olan ülkenin oluşturduğu BRICS’e katılmak için başvuruda bulunduğu sırada geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temmuz ayı başında Kazakistan’da Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir araya gelmiş ve bir dizi yüksek teknoloji uygulamasında kullanılan metallerin geliştirilmesi konusunda Çin ile işbirliğini ele almıştı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada “Ülkemizi küresel nadir toprak elementleri tedarik zincirinde önemli bir oyuncu hâline getirecek endüstriyel ölçekteki tesisin devreye alınması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” demişti. Kacır, “Türkiye’yi elektrikli araçlar, batarya ve yenilenebilir enerji teknolojilerinde hammaddeden son ürüne üretim zincirinin farklı halkalarında da söz sahibi konuma taşıyacağız” ifadesini kullanmıştı.
Çin, son 30 yılda madencilikte ve özellikle de rüzgar türbinlerinden askeri donanım ve elektrikli araçlara kadar birçok alanda kullanılan nadir toprak elementlerinin rafine edilmesinde etkili bir rol üstlendi.
Çin yıllardır nadir toprak elementleri alanında tacı elinde tutuyor ve küresel üretimin aslan payını bir anlamda kontrol ediyor.
Yetkililer, Türkiye’nin Beylikova’da keşfedilen elementleri mümkün olan en yüksek saflıkta ayrı ayrı elementlere ayırmak istediğine dikkat çekiyor.
Çin Komünist Partisi’nin yayın organı Global Times gazetesi de o dönemde bu bulgunun Çin ve Türkiye’nin işbirliği yapması için bir fırsat yarattığını yazmıştı.
Çinli üreticiler, Türkiye’nin Gümrük Birliği üyeliğinden yararlanarak, Avrupa’daki pazar paylarını artırmaya çalışıyorlar. Türkiye halihazırda BYD ve Chery Automobile Co Ltd. ile ülkede fabrika yatırımları için müzakereler yürütüyor.
Dünyadaki rafine edilmiş nadir topraklarının yüzde 85’ini ve dünya üretiminin yüzde 58’ini oluşturan Çin, bu nedenle alanda büyük rol oynuyor. Batı ülkelerinin, Çin ve Rusya ile olan ilişkilerinin ne denli riskli olduğu da düşünülürse, özellikle Çin’in gelecekte Batı ülkelerine karşı bunu bir baskı aracı olarak kullanması mümkün görülüyor. Çin’in 2010 yılında Japonya’ya nadir toprak elementi ihracatı yasağı ve Aralık 2020’de yaptığı kısıtlamalar bunun sadece bir önizlemesi olarak görülüyor.
Çin’in etkisi ve riskleri ile beraber arz güvenliği ve jeopolitik etkilere ilişkin endişeler de diğer ülkeleri bu değerli kaynakların araştırılması ve çıkarılması konusundaki çabalarını artırmaya teşvik etti. Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Grönland gibi ülkeler tedarik zincirini çeşitlendirmek ve tek bir kaynağa bağımlılığı azaltmak için yarışa dahil oldu ve arama faaliyetlerini hızlandırdı.
Bu elementler, akıllı telefonlardan bilgisayarlara, elektrikli arabalardan yüksek teknolojili savaş uçaklarına ve uydulara kadar çok geniş bir alanda imalat süreçlerinin önemli bir parçası haline gelmiş durumda.
Neodim (Nd), Europium (Eu), Terbium (Tb), Disprosium (Dy) ve Yttrium'u (Y) hem kısa hem de uzun vadede kritik nadir toprak elementleri olarak tanımlanırken, mıknatıslarda kullanılan en önemli üç malzeme neodim, disprosyum ve terbiyum en önemliler olarak öne çıkıyor.
Disprosiyum ile Terbiyum bulunması en zor olanlardan biri çünkü üretim, çıkarma ve mıknatıs yapımı tamamen Çin'e odaklanmış durumda. Ticaret savaşları ve misilleme tarifeleri, bir ürünün sadece küçük bir bölümünü oluştursa bile, bu önemli malzemeleri tedarik eden birçok şirketi belirsizlik içinde bırakabilecek kadar kritik.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Energy China Başkanı Lin Xiaodan ve beraberindeki heyeti bakanlıkta kabul ettiğini bildirdi.
Bayraktar, görüşmeye ilişkin "Mayıs ayındaki Çin seyahatimizde ele aldığımız ülkemizde gerçekleştirilecek yenilenebilir enerji konusundaki büyük ölçekli yatırım imkanlarının detaylarını ele aldık." ifadesini kullandı.
Kaynak : Haber 7